11.04.2013

Lazio - Fenerbahçe Ekseninde Bakılacak Şeyler




Lazio 1 : 1 Fenerbahçe




Öncelikle herkesin Fenerbahçe'yi tebrik etmesi gerektiğini söyleyerek başlıyorum. Avrupa kupalarında yarı finale kalmak her sene yapabildiğimiz bir şey değil.

Oynanan futbola baktığımızda Fenerbahçe'nin buraya kadar gelmesi bile mucize. Bate maçı dahil , hemen her turda son dakikalara stresle girdiler. Bugün oynanan maçta Lazio'nun 26 şutuna karşılık 4 şut atan ve çerçeveyi bulan tek topu gol olan bir takımdan bahsediyoruz. Biraz olsun yapıcı olmasını isteyen herkes bu istatistikleri yorumlarına iliştirmeli.

Diğer incelenmesi gerek konu futbolun iç yapısı. Kulüp takımlarının o kupalarda ezilmesini , hakemler ya da benzeri faktörler vasıtasıyla adeta doğranmasını elbette kabul edemem ama futbolseverlerin ezeli rakiplerine Avrupa kupalarında başarı dilememesini bir problem olarak görmek hayret verici. Futbol zaten giderek endüstriyel bir hal alırken bu amatör ruhun dışında kalabilen yegane olgu taraftar olgusudur , buna da müdahele edip profesyonel düşünmeye kalkmak bu oyunun ruhuna aykırı. Ayrıca bir camianın ezeli rakibinin desteğine neden ihtiyacı olsun ? Hepsini geçiyorum ; evinde maçı küfürlerle tezahüratlarla izleyen insanların sosyal ortamlarında diledikleri başarının riyakarlığı güzel bir şey mi ? Üstelik bu insanların televizyonda olanları da var.

Değineceğim başka bir konu Uefa Avrupa Ligi formatıyla alakalı. Bunu kabul edin ya da etmeyin , bu kupanın bütün prestiji yok edildi. Öncelikle şu meşhur isim değişikliği başlıca bir fiyasko. Adını Uefa'dan alan bir kupanın yarattığı algıyla mevcut isim arasında bile dağlar kadar fark var. Senelerdir eleminasyon sistemiyle devam eden bu kupaya grup aşaması eklemek de mantıksız. Tabi katılım sayısı arttıkça maçların sayısı da artıyor ve haliyle eski format bunu kaldırmıyor. Buna Şampiyonlar Ligi de dahil biraz olsun , neticede adına uygun işler olması taraftarıyım.

Başka bir konu ise seyircisiz oynama cezaları. Bu sezon Fenerbahçe'nin kaç Avrupa maçını seyircisiz oynadığını hatırlamıyorum , en az iki olduğu kesin ama gruplarda da olabilir. Bugün Lazio maçını da seyircisiz izledik ve hiçbir keyif vermedi. Buna bir çözümüm falan olduğundan söylemiyorum ama seyircisiz maçların keyfi hiçbir kulvarda çıkmıyor.

Aykut Kocaman hakkında bir şeyler yazmazsam hatrı kalır. Bütün o yanlışlarını bir kenara koyup Salih Uçan'ı neden oynatmadığı konusu üzerinde durmak lazım bence. Hadi Fenerbahçe kısmını geçtim , Türkiye'nin gelecek 10-15 senesine damga vurması beklenen bir oyuncunun yerine Selçuk Şahin'in oynaması nedir ? Selçuk Şahin iyi oynar kötü oynar konusu değil , bu vizyonsuzluğu anlamak mümkün değil. Zaten Salih Uçan'ın oyuna girip sanırım topla buluştuğu ilk an gol geldi. Ceza sahası içinde topu öyle saklayıp o pası vermese belki bugün Lazio'nun turunu konuşuyor olacaktık. Fakat bundan daha önemlisi gelecekteki tehlikedir ki bu Salih Uçan'ın da geleceğine işaret ediyor. Bu kadar korkak futbolun içinde en azından Salih Uçan'ı oynatma cesaretini göstermek zorunda Aykut Kocaman.


Şimdi geriye 4 takım kaldı ve iş bundan sonra başlıyor. Müthiş dirençli bir Basel , Avrupa kültürü üst düzey olan bir Benfica ve açıklamaya gerek duyulmayacak bir Chelsea var. Bana kalırsa yarı final bu işin en önemli kısmı , finalde isimler değil sahada oynayan oyuncular belirler her şeyi.

Hiç yorum yok: