27.01.2013

Pankart Hazırla(yama)mak

TT Arena ile birlikte Galatasaray tribünlerinin son yıllara damga kuran koreografi çalışmaları dillere destan. Tam anlamıyla geçen sezon Beşiktaş maçında tavan yapan ve giderek daha yaratıcı ve başarılı hale gelen bu koreografilerin yanında ufak tefek şeyler de yapılıyor. Bunlardan birisi dün akşam oynanan Galatasaray - Beşiktaş maçında açılmış -ki ben maç içinde görmemiştim- bir örnek.

Pankart şu ;



Çirkin bir parkart olduğu şüphesiz fakat bu tip konuları benzerleriyle kıyaslamak , 4-5 kişinin akıllarınca yaptığı bir hareketi bütün bir camiaya fatura etmek mantıksız. Ben de bu tip hareketlerin camiaya mal edilmemesi konusuna çok katılmıyorum esasında fakat bu fotoğrafta anlaşıldığı gibi bu bir arkadaş grubunun kendi imkanlarınca yaptığı bir iş. Elbette o pankartın stadyuma sokulmaması ya da gözden kaçmaması gerekir fakat konuyu bu kadar büyütüp gündem yaratmak iyice çılgın işi.

Bu pankartın yerine Beşiktaş yönetiminin samimiyetsiz Feda politikasını eleştiren , zeka kokan bir pankart hazırlansaydı hemen herkes buna tebessümle yaklaşabilirdi ama bu şekilde sadece ayıplanır. Özellikle bu tip cinsel içerikli ve bir kesimi aşağılayan pankartları tribünlerde görmek istemiyoruz.


Ek : Yeri gelmişken ; sezon başında takımın demirbaş oyuncularını indirime gitmedikleri için gönderen bir yönetimin , o oyuncuların yerine bunca transfer yapıp derbi maça 20'şer bin dolar prim vermesini tutarlı bulmuyorum. Feda diyorsan feda diyenleri üzmek olmaz.

Uçurum


Bir takımı 3 yıl içinde lig şampiyonluğundan ilk 5 hedefine kadar gerileten ne olabilir ? Yanlış transfer politikası , ekonomik problemler , teknik direktör başarısızlığı ya da şanssızlık ?

Her Türk futbolseverin ortak üzüntüsü olan bu düşüşün temel sebebi vizyon. Eğer Türkiye ligi gibi yabancı sınırlaması olan bir ligde mücadele ediyorsanız kadro yapınızı kaliteli yerlilerden kurmanız gerekir ki o yerliler Bursaspor'a tarihinin en büyük başarısını getiren unsurdu. Kabaca bakacak olursak ;

Bekir Ozan Has , Sercan Yıldırım , Volkan Şen , Ozan İpek , Turgay Bahadır

Kaç tanesi takımından normal bir şekilde gitti ? Kaç tanesi çok iyi tekliflerle transfer edilmek istenirken , kaç tanesi hak ettiği bonservis ücretleriyle gitti ? Bütün bunlardan önemlisi ; kaç tanesinin yerine o standartlarda yerli oyuncular yetiştirildi/alındı ? Şimdi aynı hatalar Serdar Aziz üzerinden de devam ediyor.

Bu isimlerin yerine risk dolu yabancılara yatırım yapmanın , elindeki kaliteli yerli oyuncuları piyasa değeri yüksekken 'büyük kulüp olmak adına' satmadan cezalandırmanın , ekonomik genişlemeyi doğru kullanmadan gerçekdışı hedefler koymanın faturasını ödüyor şimdi Bursaspor. Sanırım Batalla'yı çıkarsan geriye pek bir şey kalmaz.

Bugün ise bu yokuş aşağı gidiş Ertuğrul Sağlam'ın istifasıyla son hıza ulaştı. İddialara göre yönetimin takımın başına Diego Maradona'yı getirme planı var ; yaklaşık 20 yıl geç kalmış bir transfer atağı olarak.

Galatasaray - Beşiktaş : Tempo


Galatasaray 2 : 1 Beşiktaş

Galatasaray ilk yarının bitiminde Trabzonspor maçınds kötü oynayıp ikinci yarıya Kasımpaşa mağlubiyetiyle başlayınca herkes başka yorumlar yapmaya başlamıştı. Esasında Galatasaray'ın özellikle Kasımpaşa maçındaki oyunu eleştirilmeye gayet müsait bir maç olarak örnek verilebilir. Diğer yandan Beşiktaş'ın kaldığı yerden devam etmesi , 11 maçtır yenilmeden geldiği bir seriyi burada da bozmak istememe çabası ibreyi olasılıkların tamamına çevirdi.

Galatasaray maça inanılmaz bir baskıyla başladı ve henüz 3. dakikada golü buldu. Maç sonunda Samet Aybaba "basit goller yedik" diyerek Rıza Çalımbay'a yaklaştı fakat bu Beşiktaş için yeni bir sorun değil. Üstelik ilk golü ayrı bir yere koymanın yanında Galatasaray'ın ikinci golü Beşiktaş'ın goü gibi duran toptan geldi. Hemen her maç gol ve hatta goller yiyen bir takımın hocası basit goller yemekten bahsediyorsa problem kendisindedir.


Galatasaray 2-3 pozisyonda net fırsatları kaçırdı. Özellikle Umut Bulut'un Elmander'e pas verdiği pozisyon için yarım gol denebilir.

İlk yarının istatistiklerini yakalayamadım ama oyunun ilk bölümlerinde bir ara %75 - %25 gibi bir üstlüğü yakalayan Galatasaray oyunu da istediği gibi oynadı. Kabaca istatistikleri de vermiş olayım ;

Galatasaray - Beşiktaş

%56  Topa sahip olma  %44
9/5  Şut  7/4
19  Serbest vuruş  16
7  Korner  2


İkinci yarı Beşiktaş'ın golüyle başladı. Beşiktaş'ın golden sonra yapamadığı şey aslında bu sezon en iyi yaptığı şeydi ; ileri çok adamla hızlı çıkmak. Bu noktada Fatih Terim'in takımı 10 kişi kaldığında bile orta sahayı kalabalık tutmasının payı çok büyük. Nitekim 10 kişi Galatasaray bile Beşiktaş'tan çok daha fazla pozisyona girdi. Bu noktada maçı ortada gören Samet Aybaba'nın öz eleştiri yapması gerekir.

Necip Uysal : Beşiktaş'ın en iyi oynayan ama futbolun dışında da çok şeyler yapan oyuncusuydu. Futbolu sadece futbol olarak oynarsa yetenekleri gerçekten üst düzey.

Felipe Melo : Sene başından beri devam eden kötü futbolunun tam aksi bir performans sergilediği maçta oyundan atılması Melo'nun şanssızlığı. Biraz daha sakin kalabilse katkısı daha yukarı çıkarabilir.

Hamit Altıntop : Fizik gücü kanatta oynamasına yeterli değilken o çizgiye kadar iniyor ve hemen her hareketi olumsuz oluyor. Hamit için seçenekler azalıyor diye düşünüyorum.

Manuel Fernandes : Böyle yetenekli bir oyuncunun kaderi bazen yalnız kalmak oluyor. Bugün yalnız günlerinin zirvesindeydi , hemen atak onun ayağından geçti ama yanlış yerlerde. Bu noktada Galatasaray'ın Fernandes'e uyguladığı alan baskısının yanında takım arkadaşlarının destek vermemesi de etkili oldu.

Johan Elmander : Elmander için her şey söylenebilir ama mücadele etmediği asla söylenemez. Böyle oyunculara duyulan hayranlık ve saygı da onların bu karakteristik yapıları gibi derin ve sağlam oluyor.

Tolga Özkalfa

Bir hakemin oyuna bu denli etki ettiği bir maç kolay bulunmaz. Maçın başından sonuna kadar pasif yönetimi sonunda dengesiz bir oyuna dönüştü ki bu tip maçlarda bu her zaman olur. Özellikle Necip Uysal'ın Melo'ya maçın ilk 10-15 dakikasında yaptığı hareketlerden birisine kart gösterebilseydi Melo atılmazdı. Aynı şekilde Veli Kavlak'ın da sert oyununa göz yumdu ki Beşiktaş'ın bu sert oyununa ilk kart 72. dakikada Veli'ye çıktı. Sanıyorum Veli'nin bu oyunu Beşiktaş taraftarının da tepkisini çekiyordur , zira Veli'nin ilerde aksaklık yarattığı her pozisyon Fernandes gibi üst düzey bir oyuncunun da hareket alanını kısıtlıyor.

Melo'nun kırmızı kartı , yukarıda bahsettiğim sebebi dayalı fakat ağır bir karardı. Bilhassa aynı pozisyonun baş kahramanı Necip'in uyarı bile almaması , rakibini ittiren İbrahim Toraman'ın kart görmemesi bu kararı daha ağır yapıyor. Tüküre mevzusuna bakacak olursak bana tükürmemiş gibi geldi , kar yağışı sebebiyle o görüntü oluşmuş gibi duruyor ama farklı açılardan da pozisyonu izlemek lazım.

Neticede Tolga Özkalfa çok kötüden bile öte bir maç yönetti , oynunun bu kadar sertleşmesi ve zaman zaman yavaşlamasında pasif kalmasının çok büyük etkisi vardı.

Sneijder

Yaklaşık 6 ay maça çıkmamış bir oyunucunun ilk maçındaki performansını , üstelik takımının 10 kişi kaldığı ve yağış almış bir zeminde değerlendirmeyecek kadar aklı selim birisiyim ama illa bir yorum yapmak gerekirse bildiğimiz Sneijder. Özellikle oyunu bekletmeden oynaması ve pas isabeti yakalaması takımın uyumuna göre fazlasıyla katkı sağlayacak.

Son Dakika Haberi : Drogba

Çok fazla değil , bundan 3 sene önce dünyanın her kulübünde oynayabilecek bir oyuncunun transfer edilmesi fazlasıyla önemli. Üstelik Drogba gibi fizik gücü ve tekniği yüksek bir oyuncunun transferi çok büyük bir başarı. Uyum sağlaması halinde -ki takımda giderek artan Fildişi nüfusunu düşünecek olursak muhtemel- takımı sırtlayabilecek bir isim. Transferini bu maçta Burak Yılmaz'ın oynamaması ile bağdaştıranlar da var , bakalım.