3.04.2013

Balıkçılıkla Uğraşmayan Norveçli : Real Madrid 3 - 0 Galatasaray



Real Madrid 3 - 0 Galatasaray

Konuyu direkt olarak buraya bağlamak için bu başlığı atmadım , neticede Real Madrid kazanması gereken bir maçı kazandı. Bu noktada Galatasaray'ın defansif anlamda kötü oyunu , bireysel hataları ve son vuruşlardaki beceriksizlikleri , tecrübesizlik gibi konular ön plandaydı. Fakat bir hakem bir maçın kaderini bu kadar değiştirir.

Maçın ilk 10 dakikası beklendiği gibi geçti. Madrid'in Bernabeu'da , üstelik favoriler arasında olduğu bir turnuvanın favorisi olduğu bir ayağında erken gol bulmaması anormal sayılabilir. Bu noktada Galatasaray takımının 10 kişiyle -Muslera'yı dışarıda bırakabiliriz- çekinerek başlaması atlanmayacak bir detaydı. Golün gelişiyle birlikte oyuncuların endişeleri yerini olması gereken oyuna bıraktı. Evet olması gereken buydu ama Mourinho'nun takımlarının en büyük özelliğini unuttu Galatasaray ; 2-3 pasta oluşan tehlikeler.

Golü nasıl bulacağını en iyi bilen adamın karşısında yine golü nasıl yiyeceğini çok iyi bilen bir Galatasaray vardı dün gece. Ligde ve bundan önceki turlarda bunun az çok telafisi olabilir ama Madrid karşısında maalesef olmuyor. Oyunun 10. dakikası sonrası bilhassa 25.dakikaya kadar pozisyonlar bulan Galatasaray'ın en azından birisini gole çevirmesi gerekiyordu. Zaten hemen her golde olduğu gibi atağın nerede başlayıp ne ara bittiğini anlamadan geldi ikinci gol. Mourinho'nun takımlarına karşı topa sahip olmak hiçbir şey ifade etmiyor , bu noktada "Galatasaray baskılıydı" cümlesini kurmam.

İlk yarı 2-0 bittikten sonra geriye sadece gol atma ihtimali kalmıştı. Fatih Terim bunu değerlendirmek adına değişiklikler yaptı ki çok eleştirilecek bir tarafı yoktu. Sadece Hamit'e biraz fazla sabretti diyebilirim fakat kulübenin durumu da belli. İkinci yarı tam anlamıyla Madrid'in istediği gibi geçti ve bana göre maçın ve turun kaderini belirleyen en önemli hatalardan birisinin sonucunda yanlış bir faulle birlikte gol geldi.


Hakem Hataları

Bana kalırsa Madrid'in finale kadar yolculuk etmesine ikinci bir yardım eliydi bu maç. Son 8 takım içinde en zayıflardan birisi olan Galatasaray'ın böyle bir maç çıkaracağını hesap etti mi etmedi mi bilmiyorum ama Uefa maça tam bir katliamcı adamıştı. Khedira topu elle düzelttiğinde skor 1-0'dı , Ramos Burak Yılmaz'ın bileğine bastığında 3-0. Aynı Ramos'un Drogba'ya faulünü vermediği gibi kararını Madrid lehine kullandığında skor 2-0'dı , faul sonrası 3-0.

Bunlar gol pozisyonları bulmuş ama değerlendirememiş , üstelik çok basit goller yemiş bir Galatasaray için elbette bahane değil fakat zaten baskı altında olduğu zor bir turun ilk maçında , deplasmanda bu kararlarla karşılaşması Galatasaray'ın direnci ve güvenini fazlasıyla kırdı. Adaletin olmadığı yerde umutlar da her halukarda tükeniyor.


Oyuncular

Burak bu sezon en kötü maçını oynadı. Ne pres yaptı , ne Drogba'nın indirdiği toplara doğru hamlelerde bulundu. Bunda elbette kıyaslandığı Ronaldo ile aynı sahada yer almasının etkisi vardı. Her maç takımı sırtlayacak diye bir kaide yok , bir kere de böyle olsun.

Riera takımın en iyilerindendi. Sonradan bek olup bu kadar iyi oynamak gerçekten akıl alır iş değil. Hücumda takımın dinamikleri gereği de çok etkili değildi ama defansif anlamda diğer 3 arkadaşının da ötesindeydi.

Semih Kaya tecürbesizliğine yenik düştü. Hep söylüyorum , Semih'in en büyük eksiği zamanlaması fakat onu da zamanla tecrübesiyle orantılı olarak geliştirecek elbette.

Eboue bazen çok iyi oynasa bile en iyi maçlarında bile çok rahat davranabiliyor. Bugün ilk golde hatalıydı , bazı pozisyonlarda hep yaptığı gibi geri gelmeyerek o kanadı adeta felç bıraktı. Üstelik o kanattaki adam Ronaldo.

Muslera iyi oynadığı maçta 3 gol yiyerek en büyük haksızlığı yaşamıştır sanırım. Hakkında söylenebilecek tek şey bu.

Melo gerçekten iyiydi , geçen sezondan görüntülerini Manchester United'la Old Trafford'daki maçtan sonra ilk kez bu kadar net verdi.

Drogba yine aynı. Dün akşam yanında iyi bir Burak Yılmaz olsaydı işler daha farklı da olabilirdi.


Real Madrid'in tek tek incelemesini yapmaya gerek duymuyorum. Takım olarak oynamak istedikleri oyunu oynayıp istedikleri skoru yakaladılar. Fakat Ronaldo , Mesut ve Di Maria'nın çok önemli etkileri olmadığı bir gerçek. Topsuz alanda yaptıkları ve gollerde etkileri bittabi yargılanamaz ama Galatasaray'ı tek başına düşüren 3'lü olmadıkları aşikar.

İspanyol televizyonu , rejisi , yönetmeni ya da her kimse ; bu kadar mantıksız ve taraflı maç yayını yapanı ilk kez görüyorum. Galatasaray'a ait neredeyse hiçbir pozisyonun tekrarını göremedik. Pes.

Galatasaray'ın bu sezon topladığı tecrübe gelecek sezonlar için önemli bir materyal. Bunu tur gitti diye demiyorum , daha oynanmamış 90 dakika var ama bu turun geri dönmesi fazlasıyla zor. Yine de Galatasaray'ın olduğu yerde umutlar tükenmez , tükenmemeli. Günü gelince rövanşı da değerlendiririz.


Son olarak ; o üçüncü gol gerçekten çok gereksizdi.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

ispanyol rejisi verilmeyen 2 penaltıyı da defalarca gösterdi daha ne? bu kadar ezik olmayalım