14.12.2011

Öfkeli Emre


Fatih Terim'in 16 yaşında bir çocuğa güvenip sahaya sürdüğü zamanlarda sadece Türkiye'de değil dünyanın hiçbir yerinde sık görülen bir hareket değildi bu. Zeytinburnu altyapısından Galatasaray'a geçişi ve Fatih Terim'in kontrolü , Hagi'nin gözetimi altında forma şansı bulmaya başladığında Galatasaray adım adım hedefine doğru ilerliyordu.

İyi giden takımlarda oynamak hep kolay olmuştur. Özellikle genç futbolcular için en önemli şans takımının iyi oynaması ve yükü kaldırabilecek oyunculara sahip olmasıdır. O dönem Galatasaray'ın oynadığı futbol ve Hagi'nin etkinliği hakkında konuşmaya gerek yok sanırım.

İşte böyle bir dönemde forma bulmaya başlayan Emre Belözoğlu , geçen 4 yılın ardından Galatasaray'la Türk futbol tarihinin en büyük başarısını yaşadığı sıralarda 20 yaşındaydı. Kimileri için ilahi adalet , kimileri için şanssızlık. Galatasaray , Uefa Kupası yarı final ikinci maçında Leeds United'ı elerken Emre kırmızı kart görüyordu.
Hikayenin bundan sonrasında 1 sezon daha Galatasaray forması giyen Emre Belözoğlu , Okan Buruk'u da alıp Inter'in yolunu tutuyordu.

O dönem İtalyan medyasının en "Eyvah Türk'ler !" zamanı ; Hakan Şükür Inter'den yeni gönderilmiş , Ümit Davala Milan'a transfer olmuş ve Emre & Okan Inter'de. Fakat bu transferlerin en çok konuşulan kısmı Emre ve Okan'ın Galatasaray'a bonservis kazandırmadan gitmiş olmaları.

Inter kariyeri sıradan geçti Emre'nin. Zaman içinde futbolun daha defansif tarafına yönelirken , Milano derbileri esnasında Gattuso'yu örnek almış olacak ki giderek hırçınlaşmaya başladı. Inter sonrası Newcastle United'la sözleşme imzalayıp kariyerinin belkide son güzel günleri yaşamaya başladı.

2007 yılında Milli maç esnasında sadece protokol tribünlerine hareket çekmedi , Türk medyasının tepkisini de çekmiş oldu. Inter kariyerinden başlayarak 2008 yılına kadar Türkiye'ye döneceği yazılıp çizilirken 2006 başlıklı olduğunu hatırladığım bir haberde şu sözleri söylediği de yazıldı ; "Türkiye'de Galatasaray'dan başka takımda oynamam !"

Bütün geçmişinin altını çizen bu sözlerden sonra 2008 yılında neredeyse transfer haberi bile çıkmadan Fenerbahçe ile anlaştı.

Aragones elinde 2008 Avrupa Şampiyonluğu kupasıyla girdiği Fenerbahçe'de çok kötü bir sezon geçirirken Emre yeni takımına alışma sürecini hızla atlattı. Özellikle Galatasaray hakkında söyledikleri ve saha içindeki hırçın futbolu kendisi için olumlu dönüşü olan şeylerdi.

Fakat işler giderek tersine dönmeye başladı. Önce saha içindeki hırçınlığı rakip takım ve hatta kendi taraftarlarından tepki çekmeye başladı , ardından TSL 2010-2011 sezonu biterken hakkında bazı şeyler söylenmeye başladı. Asıl etki ise 2011 yazında patlayan şike soruşturması ile oldu.

Süreç boyunca giderek artan öfkesi sahaya da yansıdı. Önceleri rakip takım oyuncularıyla boğuşurken en sonunda takım arkadaşlarıyla da kavga etmeye başladı. Fenerbahçe'nin evinde oynadığı Eskişehirspor maçında yaşanan bir pozisyon sonrası Gökhan Gönül'e aşırı tepki gösterindiğinde Gökhan Gönül dahil kimse ne olduğunu anlamamıştı.

Galatasaray'ın Fenerbahçe'yi evinde 3-1 mağlup ettiği maçta ilk 11 başladığı maçın ikinci yarısını göremedi. Söylentilere göre bu kararından ötürü Aykut Kocaman'la tartıştı. Artık bardak iyice dolmuştu.

Şike soruşturmasında 8 kişinin tahliye olduğu gün babası kadar sevdiğini söylediği Aziz Yıldırım o isimlerin içide yoktu. Fenerbahçe Bursaspor'u 0-2 mağlup ederken maç sonunda Emre tekrardan hocasıyla tartışınca bardak taştı , Emre kadro dışı kaldı.


Bazı Fenerbahçe yöneticilerinin Emre'yi kaybetmek istemediği , bazılarının ise Aykut Kocaman'a destek verdiği söyleniyor. Ne olursa olsun sonuç değişmiyor ; Emre Öfkeli.

Hiç yorum yok: