21.05.2013

Tazminat / Tanzimat



2011-2012 sezonu bittiğinde Beşiktaş'ın mali tablosu ortadaydı. Yeni gelen yönetimin tavrı başarıdan çok mali düzenlemeye odaklanarak taraftarın beklentisi de bu şekilde düşürüldü. Ernst , Egemen Korkmaz gibi oyuncular yüksek maliyetleri sebep gösterilerek gönderildi. Özellikle Egemen Korkmaz'ın maaşında indirim yapmaması eleştirildi ve taraftarın önüne atıldı. Fakat onun yerine transfer edilen oyuncuların maaşları , yeni transferlerin bonservis bedelleri ve ilk yarı sonunda şampiyonluk yarışına ortak olunması paralelinde bazı oyuncuların maaşlarında iyileştirilmeye gidildi. Bu da yetmez gibi , bazı derbi maçlara galibiyet primleri verildi.
Neticede Beşiktaş sezonu beklendiği gibi şampiyon da bitiremedi , ikinci de olamadı. Sezonu elle tutulur bir başarı , kupayla kapatamayan bir Beşiktaş her halukarda başarısız sayılır evet ama Feda diye yola çıkılan bir sezonda yapılan hamleler bence asıl başarısızlığı işaret eden nokta oldu.

Şimdi sezon başına dönecek olursak asıl konuya , Samet Aybaba gelebiliriz ;

Sezon başında Sven Goran Eriksson iddiları vardı. Camianın tepkileri üzerine atılan imzalara rağmen sözleşme fesh edildi , söylentilere göre İsveçli İstanbul'a bile gelmeden 1.2 milyon Euro tazminat aldı. Yönetim bu fiyaskonun hemen ardından Beşiktaş'ın sembol isimlerinden Samet Aybaba'ya teklif yaptı. Samet Aybaba'nın hayali gerçekleşiyordu ama bunun karşılığı elbette her profesyonel gibi bir sözleşmeydi. O sözleşmenin şartları neler neredeyse hiçbir Beşiktaş taraftarı bilmiyordu.
Sezon ortasında hep söyledim , Samet Aybaba şampiyon bir takımı çalıştırabilecek seviyede değil. Bu Samet Aybaba'nın kötü bir teknik direktör olmasından çok vizyonuyla alakalı. Zira özellikle ilk yarıyı lidere yakın bitirdiğinde söyledikleri de büyük bir yanılgıya sebep olmuştu ; "Ligde bulunduğumuz noktaya bakarsak başarılıyız". Samet Aybaba'nın bildiği ama itiraf edemediği şey ligin puan skalasının inanılmaz düşük olmasıydı tabi. Devre bittiğinde 1 maçı eksik Antalyaspor 30 puanla üçüncü sıradayken (Beşiktaş'la aynı puanda) ligi 47 puanla yedinci sırada bitirdi.

O döneme ait Samet Aybaba'nın tek hatası bu değildi tabi ; Menemen konusu , rakip takımların büyük transferlerine yaptığı yorumlar , Feda konusunu kendi adına sürekli gündeme getirmesi ve kaybettiği maçların bazılarında oyuncularını hedef göstermesi onu haklıyken haksız duruma düşürdü. Kimsenin büyük beklentilerinin olmadığı bir sezonu hem teknik hem idari anlamda iyi yönetemeyen Beşiktaş'ın bugün ise en büyük gündemi Samet Aybaba'nın istediği tazminat.

Samet Aybaba'yı eleştiremediğim nokta tazminatını istemesi.Her profesynel çalışan gibi kendisine vaad edilen ücreti almak kadar doğal bir hakkı yok. Bugün basına bir duyum olarak gelen ama geçerlilik ihtimali yüksek olan bu olayı buraya getiren esas taraf Beşiktaş yönetimi. Feda dedikleri bir sezonda takımın başına Beşiktaş'ın sembol isimlerinden birini getirmek demek ona göre bir ücret ve sözleşme hazırlamak demektir aynı zamanda. Siz o sözleşmeye tazminat koyarsanız ödeyeceğiniz zaman da pazarlık yapmadan ödemekle mükellefsiniz. Tabi burada Samet Aybaba'ya taraftarın tepki vermesini sağlayan şey Aybaba'nın sezon başından beri söyledikleri. En başından beri Beşiktaş'a para için gelmediğini vurgulaması , başarısız olduğu zaman çekip gidecek kadar Beşiktaş'ı sevdiğini söylemesi ama bütün bunları işler kötü gidince uygulamaması haklı tepkilere sebep oluyor.

Fakat benim burada anladığım şey şu ; Madem başarı beklentisi olmayan bir sezonun sonunda başarısız olduğu için gitme ihtimali vardı , Beşiktaş yönetimi Samet Aybaba'yı neden bu takımın başına getirdi ?

Feda diyen yine Beşiktaş taraftarı olacak.

Hiç yorum yok: