16.07.2014

Zeki Önder Özen'in İstifası


Hep söylerim, Türkiye'de nerede çalışıp ne iş yaparsanız yapın çok kallavi iş tanımlarınız olur. Bu konuda kopya çektiğimiz sistemlerde o tanımların hepsinin tam bir karşılığı vardır ve hepsi de işinin o alanda ehli olduğu için o işi yapar. Mesela bir "Proje Yöneticisi" konusu vardır memlekette; bu başlıkla karşılaşan kime sorsanız ya gereksiz, ya anlamsız ya da ekstradan uydurulmuş bir tanım olduğunu söyler. İngilizler buna "Project Manager" diyorlar ve onlara anlamsız gelmiyor oysa, çünkü o adam o işi manage eden kişi oluyor.

Konuyu hemen futbola getireyim. Herkesin futbolu çok iyi bildiği ülkede teknik direktör kavramı bile saygı duyulası bir makam değilken "Futbol direktörü" bize çok fazla. Üstelik yöneticilerimizin futbolcu transferlerine müdahalesinden de öte oynatılmasına bile karıştığı bir ortamda futbol direktörü tam bir fazlalık.

Zeki Önder Özen'in Beşiktaş'ta göreve başladığında ortadaki enkazı hepimiz biliyoruz. Aynı zamanda bu enkazı Bilic'in, saha içi anlamında mutlaka ki Zeki Önder Özen'den çok daha fazla muhattabı olduğunu da. Konuyu biraz ileri alıp Beşiktaş başkanı Fikret Orman'ın geçen gün katıldığı bir davette neler söylediğine bakalım;

"Beşiktaş'ın başına geldiğimiz günden bu yana, sadece mahkeme masrafları yüzünden harcadığımız para 15 milyon TL. Beşiktaş'ı şov yapmadan, düzgün bir şekilde yönetiyoruz. Stadımızın açılışıyla birlikte aydınlık günler daha da yakın olacaktır"

Başkan bu sözleri söylerken ya da hemen öncesi/sonrasında bir yerlerde birileri bavulunu topluyordu. Bir kulubün başkanı güzel günlerin geleceğini söylerken, kulübün önemli bir parçası gidiyordu. Evet; Zeki Önder Özen'in istifası da o vakitlere denk geliyordu.

Geçen sezona baktığımızda saha kapatma cezaları, avrupa yasağı, bazı futbolcuların huzursuzluk yaratan davranışları ve mali sıkıntılar derken ligi Galatasaray'ın hemen arkasında üçüncü sırada bitiren, son haftaya kadar ikincilik şansını sürdüren ve sezon içinde şampiyonluktan bile bahsedebilecek durumda olan bir Beşiktaş'ta 'başarısızlık' olduğu tespit edilmiş ve taraftarın algısında suçlu ilan edilecek kişi seçilmişti.
Ortada bir başarısızlık varsa bunu futbol direktörüne yıkmak, şayet bir başarısızlık yoksa futbol direktörünü istifa edecek noktaya getirmek nasıl bir süreçtir bilemiyorum tabi. Sezon içinde yapılan transferleri bile Zeki Önder Özen'e mal etmenin de bir cehaleti mutlaka vardır ama onu da futbolun insaflı seyircilerine bırakmak en doğrusu.

Zeki Önder Özen'e böyle bir ülkede aldığı sorumluluk ve sonrasında sessizce, fazlasıyla olgun bir biçimde ayrılışından dolayı saygılarımı iletmekten fazlası da gelmiyor elimden. Yolu açık olsun.


Bonus: Halkımız merak etmiş, böyle de bir şey ortaya çıkmış. Zekş Önder Özen yazınca Google'ın ilk sayfa üçüncü sırasında çıkan haber.










Hiç yorum yok: