15.07.2014

Süper Lig 2014 - 2015 Sezonu



Öncelikle derbi haftalarını yazarak merakı giderelim;

2. hafta Trabzonspor - Fenerbahçe
6. hafta Galatasaray - Fenerbahçe
8. hafta Beşiktaş - Fenerbahçe
10. hafta Galatasaray - Trabzonspor
12. hafta Beşiktaş - Trabzonspor

16. hafta Beşiktaş - Galatasaray


Ben lig fikstürlerine bakıp yorum yapma devrini geçtim. Evet geçen sezonun şampiyonu Fenerbahçe gibi bu sezon da Beşiktaş ilk devre bütün derbileri evinde oynuyor. Fakat geçen sezon Fenerbahçe'ye şampiyonluğu derbiler değil, diğer maçlardaki deplasman karnesi getirdi, bunu unutmamak lazım.

Tek tek 4 büyük kulubü inceleyecek olursak;

Fenerbahçe

Geçen sezonun şampiyonu olarak Fenerbahçe psikolojik bir üstünlüğe sahip. Geçtiğimiz yıl tempolu ve prese dayalı futbol oynayarak kazanan Fenerbahçe'nin en önemli kozlarından Caner'le sözleşme yenilemesi bir avantaj. Bunun dışında kemik kadrosuna Diego'yu da ekledi. Diego konusu başlı başına bir tartışma konusu olabilir; takım oyununun ön plana çıktığı bir ekibe Diego gibi çok da tempolu olmayan bir oyun kurucu kazanç mı sağlar yoksa el freni görevi mi görür göreceğiz ama Fenerbahçe'nin yıldız oyuncu sayesinde sürpriz goller bulacağı kesin.
Bunun yanında Salih Uçan'ın takımdan ayrılması bana biraz enteresan bir tercih gibi geldi. Böylesine bir yeteneği takımda tutup 11 oyuncusu yapmak yerine 20 yaşında göndermek çok akıllıca değil gibi. Gerçi Salih hem süre hem bölge olarak gelişimini sağlayamadığı için 3 tarafın da neticede karlı olduğu ortada. Salih'e de başarılar dileyelim, benim şahsen kendisinden beklentim büyük.
Son olarak Fenerbahçe'nin hazır bir takım olarak Galatasaray'la lig başlamadan oynayacağı Süper Kupa finali de önemli. Son iki kupayı rakibine kaptıran Fenerbahçe, bu kez hazır olmayan bir Galatasaray'dan kupayı almak isteycek ve başarması durumunda büyük bir  moral kazanacaktır.
Bir son dakika haberi olarak Fenerbahçe'nin formalarına göğüs reklamı almayacağını öğrendim. Enteresan ve takdir edilecek bir karar olduğunu düşünüyorum.

Beşiktaş

Geçen sezonu üçüncü tamamlayan ama buna rağmen Fenerbahçe'nin cezası nedeniyle Şampiyonlar Ligi'ne 3. turdan katılacak Beşiktaş'ın durumunda ciddi belirsizlikler var. Öncelikle stadyumun inşaatı konusu, Gökhan Töre belirsizliği ve bugün istifa eden Zeki Önder Özen konuları Beşiktaş için can sıkıcı. Bana kalırsa Bilic'le devam edilmesi çok doğru bir karar fakat Bilic'in istekleri doğrultusunda hareket edilmesi de önemli. Gökhan Töre konusunda Bilic ısrar etmesine rağmen sonuç alınabilinmiş değil. Bunun dışında takımdan ayrılan Almeida ve Fernandes bana kalırsa sıkıntı olmayacağı gibi rahatlatıcı unsurlar olacaktır. Demba Ba ile anlaşıldığını söyleyen yönetim bu konuda samimiyse bu da Beşiktaş'ın hanesine artı olarak yazılır.
Şahsi fikrim Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'ne katılıp katılamamasının ligi ciddi anlamda etkileyeceği. Fikstüre bakıldığıında ilk yarı derbi maçlarını evinde oynayacak olsa bile bir evi olmayan Beşiktaş için bu avantaj olabilir mi tartışılır.

Galatasaray

Galatasaray'ın hem geçtiğimiz hem bu sezonu için kısa cümleler kurmak imkansız; Mancini'nin ani gönderilişi, Prandelli kararı, Hajrovic konusundaki ihmal, Olcan Adın dışında netleşmeyen transferler ve tüm bunlara rağmen üst üste üçüncü defa Şampiyonlar Ligi'ne katılacak olması önemli başlıklar.
Öncelikle Prandelli'nin Sabri Sarıoğlu'nun kadro dışı bırakmasına sonuna kadar destek oluyorum. Evet Sabri hırsıyla ve takıma duyduğu sevgiyle önemli bir oyuncu, üstelik takımın kaptanı olabilir fakat bunlar onu vazgeçilmez yapmaya yetmiyor. Olcan Adın ise Galatasaray'ın çok akıllıca bir transferi olduğu gibi "Her sene Trabzonspor'un yıldızını alma" ritüeli de devam etmiş oldu. Diğer yandan doğal olarak Didier Drogba'ya veda edildi. Didi için ayrı bir yazı yazacağım, böyle tek satırla olmaz.
 Prandelli'nin "Manci'nin raporunda teknik açıdan yetersiz ve dengesiz" olduğunu belirttiği Sabri'yi sırf bazı dengelerden ürkerek takımda tutmaması ayrıca takdir edilmeli.
Ben bu sezon için Galatasaray'dan mükemmel neticeler yerine ciddi bir yapılanma bekliyorum. Eğer Galatasaray Derwall döneminde olduğu gibi bir sürece girmek istiyorsa, aynen Derwall'e gösterilen sabır Prandelli'ye de gösterilmeli. Yine de futbolu tabeladan ibaret zanneden, son iki dünya şampiyonunun hocasının kovmuş bir ülkeden bu sabrı ve anlayışı beklemek mümkün olmayacaktır. Burada en büyük pay Galatasaray taraftarına düşünüyor; taraftar olabildiğince sakin, anlayışlı ve en önemlisi sabırlı olmalı. Elbette bu süre içinde Prandelli'nin Fenerbahçe'yle daha lig başlamadan oynayacağı Süper Kupa finali ciddi bir değere sahip olacaktır. Hazır bir Fenerbahçe karşısında yenilenme aşamasındaki Galatasaray'ın yenilmesi sürpriz olmaz fakat alınacak bir galibiyet -keşke güveni bu sağlamasa- Prandelli'ye güveni artıracaktır. Ayrıca burada alınacak bir galibiyet Fenerbahçe'yle 6. haftada oynanacak mücadele öncesi psikolojik bir baskı yaratabilir.

Trabzonspor

4 büyükler arasında en enteresanı kuşkusuz Trabzonspor. Son 3 senesi futbol oynamak yerine 2011 senesine kafa yorarak geçiren takımda Hami Mandıralı'nın yerine Vahid Halilhodzic getirildi.
Daha önceki Trabzspor deneyimini çoğumuzun hatırladığı Halilodzic, Galatasarayın'ın unutulmaz son dakika
şampiyonluğunda 54 puanla ligi 4. sırada bitirmiştir.
Transfer sezonuna Elazığspor'dan Deniz Yılmaz ve Serdar Gürler takviyesiyle başlayan ekip, Olcan Adın'ı
ise Galatasaray'a gönderdi. Olcan dışında Adrian, Henrique ve Janko ile de yollarını ayıran Trabzonspor'un
nasıl bir sezon geçireceğini şahsen ben de çok merak ediyorum.


Hiç yorum yok: