20.09.2012

Manchester United -Galatasaray : Stark Enstitüsü


İlk ve son 10 dakikası temel çizgileri barındıran , arada geçen 80 dakikada detayların işlendiği bir maç oldu Manu - Galatasaray maçı. İngiliz basını ve özellikle Manchester cephesinin kuralar çekildiği günden beri bitmeyen 93 anıları , Galatasaray'dan çekindiklerini her fırsatta dile getirmeleri ve dahası.

Galatasaray maça çok iyi başladı ve henüz maçın başında penaltısı Wolfgang Stark'a takıldı. Esasında o pozisyonda da son dakikalarda Aydın'ın pozisyonunda da karar olayın içindeki 3 hakemin de kararıydı. Bu tip pozisyonlardan sonra hafızam beni çizgi hakemi uygulamasının ilk zamanlarında oynanan Galatasaray - Atletico Madrid maçına götürüyor ; deplasmanda rakibiyle 1-1 berabere kalan Galatasaray evindeki maçı 1-1 götürürken Caner Erkin'in gözünün önünde düşürülmesine penaltı çalmayan çizgi hakemleri demek ki hiçbir kademe atlayamamış. Vasfı olmayacaksa bari kalabalık etmesinler.


Maç hakkında Galatasaray'ın direkle temaslı 3 topu , son paslarda etkili kullanılamayan ataklar , Hakan Balta vs. Valencia , Hamit ve elbette Muslera başlıklarını atmak şart ;

* Tahmin ediyorum Muslera dün gece bonservisini de katladı. Kurtardığı pozisyonların yanında çıkardığı penaltıyla birlikte övgüyü sonuna kadar hak etti Muslera.

* Hakan Balta hiçbir zaman üst düzey bir kondisyon ya da temposu yüksek maçlarda ileri gidip - gelmeleri vaadetmedi ama dün hiçbir pozisyonu boş geçmeden hepsinde çalım yiyerek bıçağı kemiğe dayadı. Danny sık sık Hakan'ın kademesine girmeseydi maç faciaya dönüşürdü.
Danny demişken , soğukkanlılık ve gereksiz risk almak arasındaki farkın en dip sınırlarında dolaştığını es geçmemek lazım.


Direkten dönen toplara bakıldığı zaman hemen hemen üç pozisyon da çok organize değildi. Zaten Galatasaray dün organize gelebilecek kadar alan bulamadı , kontra atak yapabilecek kadar -rakibine göre- diri değildi. Umut'un zorunlu değişikliği , Melo'nun oyundan çabuk düşmesi , Hakan Balta'nın hataları , Elmander'in etkili oynayamaması ve belki en çok Selçuk'un beklendiği kadar risk almaması işi değiştirdi.

Nani'nin durmayan oyunda topu eliyle durdurması ve kart görmemesi ilginçti. Oyunun hızlandığı ve Manu'nun yorulduğu anlarda dakikalarda tempoyu düşürmek adına duran top kazanma istekleri ve o duran topları uzun sürelerde kullanmaları enteresandı. Hepsini bir kenara koyacak olursak o meşhur kornerde yaklaşık 70-80 saniye boyunca koca Old Trafford'dan istenen niteliklerde top çıkmaması skandal olabilir.


Uzatmadan : Manchester United maçı kazanarak gruba 3 puanla başlamayı başardı. Burada Galatasaray için önemli olan topa hakim olabilen , pas yapabilen ve mücadele eden bir yapıya sahip olan takım kimliğine bürünebilmekti ki Galatasaray bunu çok iyi yaptı.




Hiç yorum yok: