7.05.2012

Futbol Seyirciliğinden Emekli Oldum

Tanışma

Bu blogu açtığım günden beri objektif olmaktan asla uzaklaşmadım. Bilen bilir , sıkı bir Galatasaray taraftarıyım. Fakat hayatımın son 4-5 yılını fanatizmden daha uzak ; en azından toplum içinde kışkırtıcılıktan uzak bir biçimde devam ettirdim.

Ben 24 yaşında bir T.C vatandaşıyım. Bugüne dek yıllardır hemen her alanda süregelen adaletsizlikten , işsizlikten , adam kayırmacılıktan , parası olmayanın tedavi şansının bile olmamasından , sürgünden , acıdan , hor görülmekten ve ötekileştirilmekten bıkmış bir ülkenin vatandaşıyım.
İnsanların dini inançları , ideolojileri ve hatta tuttuğu takımlar yüzünden ayrıştırıldığı bu ülkede 24 yıldır yaşıyorum. Belki sadece öyle zannediyorumdur , her neyse.

Tanıtma

Bugün 24 yaşında bir Türk genci olarak toplumun sosyo-ekonomik durumunu da göz önüne alarak takdir edersiniz ki en büyük eğlencelerimden birisidir futbol. Bu Arjantin'de de , Brezilya'da da böyle. İnsanların ekonomik dar boğazda olduğu , eğitim düzeyinin düşük seyrettiği her ülkede futboldur şah damar.
Şu an Arjantin'de tarihin en köklü kulüplerinden olan ve ufaktan sempati beslediğim River Plate ikinci ligde mücadele ediyor. Başarısız bir sezonun ardından küme düşmüşlerdi , kimse de yönetmelik değiştirmeye gitmedi. Sessizce gittiler.

Bizim ülkemizde adalet gücün karşısında yetisini hep kaybetti. Türkiye'de 3 büyük kulübün küme düşmesi söz konusu bile olamaz , bunu  zaten biliyoruz. Fakat şike soruşturmasının açıldığı bir ortamda bunu kendinden emin bir biçimde dile getirmek açıkça ülke futbolunun üzerine toprak atmaktır , atmaktı.
Süreci uzun uzun yazmıyorum zaten herkes biliyor. Fakat Etik Kurul raporunun PFDK'ya uzanan yüzünden çıkan karar dün gece geç saatlerde geldi. Okumadım , yalan söyleyemem. Lakin oradan çıkan sonuçlara ufakça göz gezdirdikten sonra İbrahim Akın'ın 3 yıl müsabakalardan men cezası aldığını öğrendim. Ne güzel , şike yok ama İbrahim Akın var. Ne güzel , ne enfes.

Tahammül sınırlarımızı aştık , sahayı da kirlettik. "Şike sahaya yansımadı" gibi skandal bir karar verilirken sahaya yansımayanın futbolun güzellikleri olduğunu gördük. Canımızın acıması futbolu sevdiğimizdendi , anlamadılar. Yoksa Galatasaray ya da başka bir takımın şampiyon olması meselesi değildi hadise. Şimdi Galatasaray'ın şampiyonluğu da Fenerbahçe'nin şampiyonluğu da şerefi için diye lanse ediliyor. Bir gariplik yok mu ? Sahaya yansımayan şike gibi komik ortamda bu da sorgulanmaz ya.

Şimdi büyük bir kısım Fenerbahçe taraftarı çıkıp bunu bir aklanma gibi anlatıp bununla övünecek. Uefa'nın ceza verip vermeyeceğini , dahası ne ceza verebileceğini bilmiyoruz. Ülke olarak futbolu kol kola rakip taraftarların beraber izlediği bir ortamdan alıp birbirlerine küfürler ettiği bir ortama dönüştürdük. Bu kirliliği hepimiz ortağız , bu pisliğin içine hepimiz battık. Yayıncı kuruluşun Türk futbolunu doğradığı , insanların strese bağlı sağlık sorunlarına sebebiyet verdiği bir ortamda yapılan bu kirli dansa hepimiz kalktık , gücenmek yok. Haftaya oynanacak olan Fenerbahçe - Galatasaray maçında kim galip gelirse gelsin ülke dönülmez bir kaosa merhaba diyecektir , zaten girişi de yapmıştık.

Velhasıl kelam ben 24 yaşında bir T.C vatandaşıyım. Beni incelerken dinime , ideolojime , etnik kökenime göre değerlendirenler artık bütün bunların yanına tuttuğum takımı da yazacaklar. 24 yaşında futbol izleyiciliğinden emekli oldum , tarih ben ve benim gibileri de yazsın rica ediyorum. Gazeteler punto punto sahte gündemleri haykırırken araya kalp krizinden ölen Fatih Çalışkan'ı da yazsın , ona baş sağlığı dileyen Fenerbahçe taraftarlarını da. Bunları da göstersin nefretle beslenenler. Yöneticilerin gölgesinde vampirleşen taraftarlardan çok aklı başında olanlar alsın futbolu eline ki biz de keyifle içelim biramızı maçı izlerken.


Peki kimdir suçlu ?


Futbolu parayla yönetip yönlendiren ,
Hukuka uymayan her şeyi olduran - çabalayan ,
Köşelerinde futbol konuşmak yerine holiganizm kusan - kusturan ,
Biraz daha para kazanmak için stresi arttıran ,
Nefretle besleyen - beslenen ,
Tehditle yaşayan - yaşatan ,
Takım taraftarı olmak yerine şahış askeri olan ,
Takımının şerefi yerine kupasını kollayan ,
Kabullenmeyen - ötekileştiren


Bu sezonun önemli maçlarını , demeçlerini ve eylemlerini kronolojik olarak hazırlayıp o kolajı hep beraber izlesek biraz utanırdık sanırım. Sosyal medya üzerinden holiganizm kusan futbolcuları , ırkçılığı yapanı ve kollayanı , rakibini sırf maçı kaybetti diye maçı satmakla itham edeni , iş işten geçtikten sonra düzeni eleştireni  , hakem kovalayanı , sahaya yabancı madde atma rekoru kıranı ve dahasını.


Bırakın futbolu güzel olanlar oynasın.



2 yorum:

Mustafa CAN dedi ki...

1998 dünya kupası, futbolla yeni tanıştığım dönemler.. Brezilya-Fas maçı mı neydi, maç saat 22.00'da başlıyordu yanılmıyorsam.. Nasıl hastayım, ateşim var.. Bizimkiler beni uyutmaya çalışıyor, ben de deli gibi ağlıyorum, ben maç izlicem diye..

Sene 2012.. Futboldan bezdim, türk futbolundan..
Ve önümüzdeki yıldan itibaren Türk futbolunun üzerine atılan bu bok temizlenmediği müddetçe de asla izlemicem bu ligi..
Saygılar..

Dt dedi ki...

Sanırım en az o turnuvada Fas'ın elenmesi kadar üzücü...